22 Ağustos 2013 Perşembe

UTKU KALI DOSYASINDAKİ TEMEL 10 HUKUKA AYKIRILIK


1 - Utku 22 Mayıs'ta hukuka aykırı olarak, yasal sürelerde aşılarak ve hiç bir aile yakınına haber verilmeksizin gözaltına alınmıştır. Savcının bilgisi dışında üstleri tarafından işkence altında sorguya çekilerek suçu kabul etmeye zorlanmıştır. Utku;o gün de bu gün de işlemediği bir suçu kabul etmemiştir.

2 - Utku, santralde bulunduğu iddia edilen 3 evrak nedeniyle tutuklanmıştır. Bunlardan 2’si'si diğer er için tutuklama nedeni değilken, Utku için tutuklama nedeni sayılmış olup, şüpheliler arasında eşitliği Utku aleyhine bozan bir şekilde tutuklanmıştır. Tutuklanmasına neden olan en önemli evrak boş bir kağıttır. Utku 24 Mayıs’ta tutuklanmıştır.

3 - Bulunduğu iddia edilen telefonların adli incelenmelerinin yapılabilmesi amacıyla imajarının alınması işlemi avukatlar eşliğinde 9 saat boyunca yapılamamış ve ne hikmetse Jandarma İstihbarat Komutanlığı’nda (Ankara) bu işlem yapılabilmiştir. Avukatların hazır bulunması ise engellenmiş olup, bu konu hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur.

4 - Arama video kayıtlarında telefon çok manidar bir şekilde bulunuyor, 7-8 şarj aletine rağmen sadece iPhone cihaz aranıyor, telefon bulunduktan kısa bir süre sonra kendisini kapatıyor. Seri numaralı bir delil poşetine bile konmadığı gibi, telefon üzerinde parmak izi incelemesi de yapılmamıştır. Sonraki en az 38 saat süresince telefonun hangi koşullarda ve kimde olduğu, korunup korunmadığı bile meçhuldür. Deliller usulüne uygun toplanmamış ve muhafaza edilmemiştir. Bu da delilleri şüpheli hale getirmektedir.

5 - Utku, cezaevinde bugüne kadar defalarca çıplak aramaya maruz kalmıştır.

6 - Utku, doktor muayenelerinde sağlık hakkı ve hasta mahremiyeti ihlal edilerek 4 asker eşliğinde ve elleri kelepçeli olarak doktor muayenesine maruz kalmıştır. Görevli ve uzman doktorlar Utku'nun maruz kaldığı işkence ve kötü muameleyi Adli mercilere bildirmemiştir.

7 - Tutuklama duruşması dahil olmak üzere hukuki süreçteki bütün metinler Utku’nun suçu kabul ettiği, itiraf ettiği, pişman olduğu, bir ceza varsa cezasına razı olduğu şeklindeki engizisyonvari hazır altına imza at bizi oyalama tarzı metinlerden oluşmaktadır.

8 - Utku’nun tutuklanma ve tutukluluğun devamı olarak gösterilen sebeplerin hiç birinin hukuki gerekçesi olmadığından ve itirazlarımızın keyfen reddedildiğinden dolayı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılmıştır.

9 - Türk Tabipler Birliği’ne Utku’nun bağımsız doktor heyetince muayene talebimiz olmuştur. Tabipler Birliği’nin Milli Savunma Bakanlığı’na yaptığı başvuru da uygun bulunmamıştır.

10 - Utku’ya cezaevi içerisindeki avukat görüşmelerine gelirken bile ve hukuken gereği yokken kelepçe takılması, sağlık desteğinden yoksun bırakılması, baskı altında tutulması, çıplak arama yoluyla işkenceye maruz bırakılması, sinir krizi geçirtilip, doktora götürülmemesi, kriz esnasında dahi taciz edilerek sarf ettiği sözler ile ilgili olarak hakkında ceza soruşturması başlatılması, geç kalktığı gerekçesiyle hakkında gerçeğe aykırı tutanak düzenlenip, zorla savunmasının alınması yoluyla sistemeatik ve çok yönlü işkenceye maruz bırakılmaktadır.

#UtkuKali'ya Özgürlük Girişimi - 22 Ağustos 2013 Basın Açıklaması

Değerli basın mensupları ve değerli dostlar,

Öncelikle ilk günden beri Utku Kalı davasıyla ilgili olarak göstermiş olduğunuz ilgi ve destek nedeniyle teşekkür ederiz.

Kardeşim ve müvekkilim Utku Kalı bugün itibariyle 89 gündür tutuklu ve bu süreçte yaşanan çeşitli ve haksız ve hukuka aykırı uygulamaları birinci ağızdan sizinle paylaşmak için böyle bir basın açıklaması düzenlemeyi uygun bulduk.

Utku 22 Mayıs'ta hukuka aykırı olarak, yasal sürelerde aşılarak ve hiç bir aile yakınına haber verilmeksizin gözaltına alındı, savcının bilgisi dışında üstleri tarafından işkence altında sorguya çekilerek suçu kabul etmesi istendi. Doğal olarak Utku suçu kabul etmedi.

23 Mayıs'ta tutuklanma istemiyle Askeri Mahkeme'ye sevkedildi. Bir sonraki gün tutukluluk kararına ilişkin duruşma bizimde katılımımızla gerçekleştirildi.

24 mayıs'ta 3 evrak nedeniyle tutuklandı. Bu evraklardan 2'si diğer er için tutuklama nedeni değilken, Utku için tutuklama nedeni sayıldı. 3. Evrak ise sanırım savcı ve hakimi en ikna edenin boş kağıt olduğundan şüpheleniyoruz...

Utku’nun tutuklanmasından ardından Utku’nun sevkine ve cezaevine teslimine refaket ettikten sonra, telefon ile Savcılık’tan arandık. Bize verilen bilgiye göre suç mahalinde arama yapıldığı bir takım telefonların ele geçirildiği, bunların adli incelemerinin yapılması için imajlarının alınaktı. Bu nedenle savcılığa geri döndük.

Bu telefonlar Utku’nıun tutuklandığı ana kadar dosyaya dahil edilmemişti. Uzman olduğu söylenen 2 bilirkişi telefonların imajını 9 saate yakın almaya çalıştılar ve fakat imajlar alınamadı.

1 hafta kadar sonra 30 Mayıs'ta akşam saatlerinde ankara jandarma istihbarat'tan arandık, 31'inde yani hemen sonraki gün imajların alınacağı ve hazır olmamız gerektiği hususunda tarafımıza bilgi verildi. Oldukça geç haber verilmesi, ulaşım süremizde göz önüne alındığında en erken Cuma günü 16:30 ya da Pazartesi günü işlemin yapılması talebimiz hiç değerlendirilmeyerek, sürece katılmamız engellenmiştir. Bilirkişilerin bu süreçte Utku aleyhine imaj alınmasına katılmayışımızın kendi irademizden ya da keyfiyetten kaynaklandığı yönünde tuttukları tutanak nedenilye tutanakta imzası bulunanlar hakkında haberleşme gizliliğinin ihlali ve resmi belgede sahtecilikten suç duyurusunda bulunduk.

İmaj hukuka aykırı bir şekilde ne hikmetse önümüzde saatlerce alınamamışken Jandarma İstihbarat biriminde 1 gün içerisinde alındı, üstelik daha sonra öğrendiğimize göre imaj biz ilk arandığımızda zaten çoktan alınmıştı.

Bu süreçte telefonun bulunma anını, arama kararını yerine getiren askerlerin çektiği videodan izledik. Telefon çok manidar bir şekilde bulunuyor, 7-8 şarj aletine rağmen sadece iPhone cihaz aranıyor, telefon bulunduktan kısa bir süre sonra kendisini kapatıyordu. Seri numaralı bir delil poşetine bile konmadığı gibi telefon üzerinde parmak izi incelemesi de yapılmamıştı. Utku gözaltına alındıktan sonraki 38 saat süresince telefonun hangi koşullarda ve kimde olduğu, herhangi bir müdahaleye imkan vermeyecek şekilde korunup korunmadığı tamamen meçhuldur.
Günümüz teknolojisinde aramada bulunan cihaz ve şarj aletleri arasında akıllı telefon olarak tabir edilen başkaca cihazlar olmasına rağmen, kati bir tavır ve arayışlar özellikle bir iphoneun peşine düşülmesini oldukça manidar buluyoruz. Kaldı ki, imajlar telefonun bulunduğu mahalde ve derhal alınmalıyken günler sonra alınmıştır.

Tüm bunlar delil toplamanın usulüne aykırı olduğu ve delilleri şüpheli hale getirdiği için bu dosya açısından son derece önemli ve asli belirleyicilerdir.

Kati tavır diye bahsettiğimiz husus sadece bir telefonun peşine düşülmesi, diğer erin serbest bırakılıp kardeşimin tutuklanmasından ibaret olmayıp, sonraki aşamalarda da her seferinde karşımıza çıkmıştır. Örneğin tutuklama duruşması dahil olmak üzere hukuki süreçteki bütün metinler Utku’nun suçu kabul ettiği, itiraf ettiği, pişman olduğu, bir ceza varsa cezasına razı olduğu şeklindeki engizisyonvari hazır altına imza at bizi oyalama tarzı metinlerden oluşmaktadır.

Utku’ya cezaevi içerisindeki avukat görüşmelerine gelirken bile ve hukuken gereği yokken kelepçe takılması, sağlık desteğinden yoksun bırakılması, baskı altında tutulması, çıplak arama yoluyla işkenceye maruz bırakılması, sinir krizi geçirtilip kriz esnasında sarf ettiği sözler ile ilgili olarak hakkında ceza soruşturması başlatılması, geç kalktığı gerekçesiyle hakkında tutanak tutulup, zorla ifadesinin alınması gibi süreçlerde de bu kati tavır ortaya konmaya devam etmektedir. Hem Utku’ya hem bize açık bir mesaj verilmeye çalışıldığı ortadadır.

SON OLARAK İDDİANAMENİN DÜZENLENMESİNİN ARDINDAN ASKERİ MAHKEME TARAFINDAN İDDİANAME KABUL EDİLMİŞTİR.

İddianame Utku’ya zorla tebliğ edilmeye çalışılmış, Utku bu zorlama karşısında şüphelenerek, avukatıma gönderin demiştir. Kendisine ayın 15inde duruşması olduğu sözlü olarak bildirilmiştir. Bu süreçte avukatını arama hakkı da kendine verilmemiştir. Bu tebligatın Utku’ya yapılmasında ısrar eden kişilerin, Utku aleyhine olumsuz sonuçlar doğacağını bildiği ve bunu istediği açıktır.

Tarafımıza tebligat 14 Ağustos günü ancak yapılabilmiş, tarafımızca da herhangi bir hak kaybı olmaması için, CMK’nın öngördüğü süreler hatırlatılarak yeni duruşma günü verilmesi konusunda bildirimde bulunduk.

Ancak, taleplerimiz mahkeme tarafından yok sayılmış, Utku’ya zorunlu bir müdafi atanmış, o müdafinin “sanığın vekili zaten bulunmaktadır” beyanına rağmen duruşmaya devam edilmiş ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamında Özel Yetkili Samsun Ağır Ceza Mahkemesi’nin görevli olduğu bahsiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Utku’nun tutuklanma ve tutukluluğun devamı olarak gösterilen sebeplerin hiç birinin hukuki gerekçesi olmadığından ve itirazlarımızın keyfen reddedildiğinden dolayı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapma zorunluluğumuz doğmuştur.

Bunun dışında da Türk Tabipler Birliği’ne Utku’nun bağımsız doktor heyetince muayene talebimiz olmuştur. Tabipler Birliği’nin Milli Savunma Bakanlığı’na yaptığı başvuru da uygun bulunmamıştır.

Peki Utku’ya ve bizlere bu derece yıpratıcı bir sürecin yaşatılmasının temelinde ne yatmaktadır?

Bunun altında yatan İstihbarat örgütlerinin beceriksizliğinİN faturasının kardeşim ve müvekkilim Utku Kalı'ya devlet eliyle zulmederek ödettirilmesidir.

Utku o saatte görevinin başında olan bir Er'den başkası değildir, işkence altındayken bile isnat edilen suçu kabul etmemiştir. İlk basın açıklamasında da söylediğimiz gibi Utku masumdur adil yargılanmayı herkes gibi haketmektedir. Bu yargılama sürecinde de kimsenin kendisini yargı makamı gibi görüp, Utku hakkında bir hüküm vererek onu cezalandırmaya kalkması, insanları bu yönde telkin etmesi gibi bir hakkı hiç bir şekilde bulunmamaktadır.

Ben burada karşınızda bir abla, avukat ve haksızlıklara karşı durmayı kendisine ilke edinmiş, ailesi tarafından bu ahlak ile yetiştirilmiş biri olarak bulunuyorum. Bu nedenle kardeşim olsun olmasın gencecik bir insan hayatından 25 yılın bu kadar kolay ve haksızca çalınmasına vicdanımın hiç bir şekilde razı olmayacağını gönül rahatlığı ile söylemek istiyorum. Bu nedenle vicdan sahibi herkese sesleniyorum:

Utku masumdur ve hakkında yürütülen dava olan herkes gibi adil yargılanma hakkına sahip olmalıdır. Maruz kaldığı işkencelerle ilgili olarak yaptığımız suç duyuruları etkin bir şekilde soruşturulmalı ve tüm bu hukuki süreçler hepimiz tarafından takip edilmelidir. Utku’nun yaşadıkları ne ilk ne de tektir. ancak çabamız ve ümidimiz en azından son olması yönündedir. bu nedenle hepimize düşen sorumluluk kendimiz için, Utku için herkes için adil yargılanmanın yapılmasının sağlanmak, süreci takip etmektir.

Son olarak bu haklı davamızı Utku’nun ailesi, arkadaşları ve avukatları olarak hukuki zeminde ve mümkün olan tüm yasal şartları zorlayarak devam ettireceğimizi herkesin bilmesini istiyorum.

İlginiz için tekrar teşekkür ederim.

Ceren Kalı

6 Ağustos 2013 Salı

Türk Tabipler Birliği Utku'nun bağımsız bir heyetçe muayene edilebilmesi için Milli Savunma Bakanlığı'na başvuruna dair

Ulusal ve uluslararası mevzuata uygun bir şekilde hastanın mahremiyetini gözeten uygulamalar yapılmaması nedeniyle Türk Tabipler Birliği, Utku Kalı'nın bağımsız bir heyetçe muayene edilebilmesi için Milli Savunma Bakanlığı'na başvurdu. Fakat Bakanlık hala bir cevap vermiş değil.

Dünkü telefon görüşmemizde öğrendiğimize göre Utku'ya zorla tebligat yapılmaya çalışılıyormuş. Ne tebliğ edildiğini öğrenmek istediğinde talebi geçiştirilmiş. Israrcı olunca iddianame olduğunu öğrenebilmiş.

Vekil varken asile tebligat yapılmakla ne amaçlanmaktadır? Hem de haftalık telefon görüşmesine kadar ailesi veya avukatı fark etmeksizin bizi aramasına izin verilmeyerek?

"Muş" diyoruz çünkü bunu dosyada vekaleti olan avukatları olarak Utku'dan oldukça zorlukla mücadele ederek öğreniyoruz.

Ayrıca Utku'ya bu ay “iyi halli değilsin” denilerek ödül verilmemiş. Neden olarak ise tutuklu askerlerin geç kalktıkları zaman haklarında düzenlenen ve zorla imzalatılan bir tutanak gösterilmiş. Utku geç kalkmadığı gibi kullanmış olduğu ilaçların muhtelif yan etkileri ve içinde bulunduğu psikolojik hal düşünüldüğünde bu zaten geçerli bir sebep olarak dahi düşünülemez.

Hakkında tutanak tutulan diğer kişiler ödül alırken Utku'nun ödül almamasının nedeni nedir? Utku'ya neden ayrımcılık yapılmaktadır? Şu açıktır ki Utku için işkence ve kötü muamele nedeniyle yaptığımız 3 ayrı suç duyurusu “iyi halli” sayılmaması için kuvvetli birer neden olarak görülmüştür.

Utku'ya karşı sistemli olarak ve artarak gerçekleştirilen hukuka aykırı uygulamalar yeni hak kayıpları ile pekiştirilmek istenmektedir.. Biz avukatları olarak buna hukuken izin vermeyeceğiz, bu konuda vicdan sahibi herkesin de manevi desteğini rica ediyoruz.

Bugün öğrendiğimiz kadarıyla Utku, mağdur sıfatıyla ifade vermek üzere Askeri Savcılık'a çağrılmış. Avukatlarını yanında istediğini beyan etmesi üzerine Cumhuriyet Üniversitesi Psikiyatr Servisi'ne götürüleceği kendisine söylenmiş. Utku göz altına alındığı günden bu yana çok yoğun baskı ve farklı tiplerde işkenceye maruz kalmış bir tutuklu olarak kendisinden istenen her şeyden korkmaktadır. Süreç boyunca avukatlarını araması da engellenerek alabileceği hukuki yardımdan da yoksun bırakılmaktadır. İletişim imkanı sağlandığında ise yaşadığı baskı, işkence ve kötü muamelenin şiddetinin artması korkusuyla derdini imalarla anlatmaktadır.

Bir çok resmi merciiden zorluklarla izin alınarak biz arayabildiğimiz de 'gerçekte ne olduğunu' zar zor öğrenebilmekteyiz. Verdiğimiz hukuki desteğin bu kadar baskılanması telafisi olmayan ciddi hak ihlalleri yaratmaktadır.

Bugün Cumhuriyet Üniversitesi'nde ulusal mevzuata ve uluslararası sözleşmelere uygun olarak, başta hasta mahremiyeti olmak üzere bir hasta olarak tüm haklarına  özen gösterilerek, herhangi bir baskıya maruz kalmadan sağlıklı şekilde  muayene olabilmesini istiyoruz.

Lütfen bu çağrımıza kulak ve destek verin!

2 Ağustos 2013 Cuma

Utku Atletleri*

Giydiğim renkli pantolonlara, tişörtlere takılıp, "amma da değiştin be güney" diyen ofisteki arkadaşlara bir gün şu lafı ettim: "içime fanila giydiğim sürece hep aynı insan kalacağım."

Sene geçen sene, arkadaşların düğün vakti. Beyaz gömleğimin içinde muhtar atletim görünmekte. Hanım gitti, Utku'dan gördüğü yüzücü atleti denilen atletlerden aldı. Böyle giyince insan hemen aynanın karşısına geçip vücut geliştirme yarışmalarında yapılan enteresan hareketlerden yapıyor.

O günden sonra bu atletin adına Utku Kalı ismini verdim ve atletlerin olduğu dolaba elimi atıp kazara elime bu atlet geçtiğinde Utku'yu andım durdum. Tabii bir iki vücut hareketi yaptıktan sonra aldığım yere koydum

"Sabah sabah kafayı mı yedin be çocuk uyusana!" demeyin çünkü az önce eve Susurluk'tan elinde devasa bir orgla teyzemoğlu girdi, Dolapdere bayırını tırmanıp gelmiş. Yani hayatım zaten çok öykü.

Heh, sabah dolabı açtım, uyku sersemliğiyle on binlerce atletin arasından elime Utku Kalı geçmiş, tam giyerken fark ettim.

Bugün Utku Kalı'yla birlikte geliyoruz vesselam!


---

*Utku’yla alakalı basın toplantısının uykusuz sabahında yazılmıştır.

24 Temmuz 2013 Çarşamba

PRESS RELEASE (PERSIAN)



۲۹/۵/۲۰۱۳

 انفجاری که در تاریخ ۱۱ می ۲۰۱۳ در شهر ریحانلی استان ختای ترکیه به میدان آمد به قیمت جان ۵۲ انسان تمام شد. چنانکه در ارگانهای مطبوعاتی مختلفی نیز گزارش شده این ادعا مطرح شده که دولت ترکیه از قبل از اقدامات مقدماتی این انفجار آگاه بوده است.

یک گروه هکر که خود را «رد هک» مینامند در تاریخ ۲۲ می ۲۰۱۲ اسنادی نظامی منتشر کرد که نشان میداد دولت قبلا از این جریانات مطلع بود و وجود و صحت این اسناد از سوی اعضای کابینه نیز پذیرفته شده است. مقامات دولتی با این ادعا که اسناد منتشر شده بصورت عکس بوده و هیچ یک از سایتهای اینترنتی هک نشده در صدد جستجوی فاعل برآمده است. این اسناد که ادعا میشود از سوی سرباز وظیفه اوتکو کالی افشا شده اشتباهات دولت را که منجر به جان شهروندان ریحانلی گردیده را در معرض دید قرار میدهد. آشکار است که افشای خطاهای دولتی مهمتر از افشای این اسناد بوده است. با این وجود نفس عمل افشا بر خطاهای مزبور پیشی گرفته است.

در حین بازپرسیها دو سرباز وظیفه که در فرماندهی ژاندارمری استان آماسیا مشغول خدمت بودند بعنوان مظنون برای اخذ افاده به دادستانی نظامی واقع در سیواس منتقل شدند. از این دو نفر فقط اوتکو کالی به موجب اینکه «ظرف ساعاتی که اسناد افشا شده وارد سیستم شده» مورد «مظنونیت جرم شدید» قرار گرفته است.

این فرد بدلیل اصرار بر کسب اطلاع از جرم اسناد شده و در عین حال درخواست ملاقات با یکی از اعضای خانواده اش که در عین حال وکیل مدافع میباشد تحت نظر قرار گرفته و سرباز دیگر نیز بدلیل اینکه «در حین افشای اسناد مزبور علیرغم اینکه موظف بوده چون وارد سیستم نشده» آزاد شده و به واحدش اعزام گردیده است. سرباز اوتکو کالی با حظور در دادگاه دستگیر شده است.

از سرباز اوتکو کالی که هنوز بعنوان «مظنون» مورد بازجویی قرار دارد از هم اکنون در رسانه های مطبوعاتی و اجتماعی بعنوان «سرباز افشا کننده اسناد» نام برده میشود. در حالیکه برخلاف آنچه که از سوی برخی اشخاص و نهادها از پیش پذیرفته شده نه افشا کننده این اسناد و نه بدین دلیل «قهرمان» یا صاحب هر توصیف دیگر در این راستاست. سرباز  اوتکو کالی یکی از ۴۶۵۱۹۷ سرباز جمهوری ترکیه است که خدمت سربازی طولانی مدت خود را طی می کند و بجز این هیچ وصف دیگری ندارد.

یکی از مهمترین دلایل بیگناهی  اوتکو کالی این است که بعد از بازداشت وی نیز «رد هک» همچنان به اطلاع رسانی خود ادامه داده است. بلا شبهه نمی توان تصور کرد که این اطلاعات اضافه شده از سوی  اوتکو کالی که تحت نظر میباشد داده شده است.

فرای همه این موارددر این مرحله که مبارزه حقوقی  سرباز  اوتکو کالی آغاز شده و ادامه دارد این نکته نباید مورد اهمال قرار گیرد که:  اوتکو کالی که بدون وجود هیچگونه سرنخ معقول و بدون تشکیل شرایط حقوقی دستگیر شده و با اتهام افشای اسناد مزب.ر از سوی نیروهای دولتی مورد پیشداوری واقع شده بیگناه میباشد. بدین جهت بایستی هرچه زودتر به آزادی خود دست یافته و مقدمات بازگشت وی بزندگی عادی خویش فراهم آورده شود.

خانواده کالی

COMMUNIQUE DE PRESSE AU SUJET DE L’ARRESTATION DU SOLDAT UTKU KALI

Le 11 mai 2013, les explosions à Reyhanli-Hatay ont causé la mort de 52 personnes.  Comme cela a été relayé par la presse, le gouvernement était au courant des préparatifs de cette attaque.

Le 22 mai 2013, un groupe de pirates informatiques nommé Redhack a posté sur son site la correspondance militaire indiquant les preuves que le gouvernement avait eu connaissance de la préparation de cette attaque avant son exécution. L’existence et l’authenticité de cette correspondance ont été acceptées par les membres du cabinet. Sous le prétexte que les documents diffusés, sous la forme de photos, n’avaient pas pu être piratés à partir d’un site officiel du gouvernement, les représentants du gouvernement ont commencé à chercher la taupe responsable de cette fuite. Ces documents, que l’on affirme avoir été diffusés par le soldat Utku Kali dénoncent des fautes graves, qui ont coûté la vie à des citoyens de Reyhanli, Hatay. Cependant, en dépit des faits révélés, indiscutablement plus importants que l’incident de la fuite lui-même, c’est ce dernier qui a demeuré le centre d’intérêt.

Pendant l’enquête, deux soldats effectuant leur service militaire, au sein du poste de commandement de la police d’Amasya, ont été envoyés pour un interrogatoire au bureau du procureur militaire à Sivas. Des deux militaires, seulement Utku Kali a été retenu et accusé d’acte criminel avec pour motif d’accusation que « les documents sont entrés dans le système durant (ses) heures de service ».

En raison de son désire d’apprendre la nature des allégations portées contre lui et son souhait de parler en présence d’un membre de sa famille avocat, Kali a été tenu en garde à vue au-delà des limites légales. L’autre soldat a été libéré sur les fondements suivants « les documents diffusés ne sont pas entrés dans le système pendant ses heures de service ». Le soldat Kali quant à lui a été arrêté et va être jugé.

Bien que “suspect “ d’une enquête en cours, le nom du soldat Kali circule dans les medias sociaux comme “le soldat ayant diffusé les documents”. Pourtant, malgré les affirmations des personnes et des institutions qui s’avancent à donner un verdict, le soldat Utku Kali n’est pas responsable de cette fuite. Il n’est pas non plus un “héro”. C’est un simple citoyen tuc exécutant son service militaire, un des 465 197 soldats de la république de Turquie.

Une des preuves les plus frappantes de son innocence, est le fait qu’après son arrestation, le groupe Redhack a continué la diffusion  de nouvelles informations. Il est impossible de penser qu’Utku Kali puisse être la personne responsable de la diffusion de ces informations.

UTKU KALI EST INNOCENT. IL A ETE ARRETE SANS RAISON VALABLE ET SANS AUCUNE PREUVE LEGALE CONTRE LUI.  Pourtant un verdict contre lui a été prononcé par des représentants du gouvernement. Pour cette raison toutes les étapes nécessaires à un jugement doivent être mise en place pour qu’Utku Kali retrouve le plus tôt possible sa liberté ainsi qu’une vie normale.

La famille Kali

COMUNICADO DE PRENSA SOBRE LA DETENCIÓN DEL SOLDADO UTKU KALI

El 11 de mayo de 2013, las explosiones en Hatay, Reyhanli, tuvieron como resultado la muerte de 52 personas. Según se ha publicado en varios medios de comunicación, se ha afirmado que las instituciones del Estado estaban al tanto de una posible explosión, antes de que sucediera.

El 22 de mayo de 2013, un grupo de hackers, que se autodenominan RedHack, publicó en internet los documentos de inteligencia militar que demuestran que el Estado estaba al tanto de las posibles explosiones, antes del suceso. Estos documentos también fueron aceptados como auténticos por los miembros del gabinete. Las autoridades estatales afirmaron que: debido a que los documentos publicados son fotografías, deberían haber sido filtrados por alguien de dentro de los servicios militares en lugar de ser hackeados desde una intranet estatal. Tras esta afirmación, las autoridades buscaron un "perpetrador". Estos documentos, QUE SUPUESTAMENTE SE HABRIAN FILTRADO  de forma privada por Utku Kali revelaron los errores cuyo resultado fue la muerte de nuestra gente en Hatay, Reyhanli. Es obvio que estos errores eran mucho más importante que la propia filtración de los documentos en Internet. Sin embargo, en este caso la filtración resaltó estos errores.
Durante el curso de la investigación, dos soldados que hacen el servicio militar obligatorio en Amasya, Comando Provincial de Gendarmería, fueron enviados a la fiscalía militar de Sivas para ser interrogados como "sospechosos”. Sólo uno de estos soldados, Utku Kali, fue acusado de 'alta probabilidad de sospecha criminal' sólo porque él estaba "en su turno de guardia durante las horas en que los documentos fueron subidos a la intranet militar".
Utku Kali fue retenido bajo custodia por un ilegítimo y excesivo período de tiempo, porque quería conocer exactamente los cargos por los que era acusado y exigió ser interrogado en presencia de un familiar, quien a su vez es abogado. El otro retenido fue puesto en libertad y enviado a su tropa porque "los documentos filtrados no fueron subidos a la intranet durante su turno de servicio." El soldado Utku Kali fue arrestado después de un juicio militar.

Utku Kali, quien continua siendo un "sospechoso" bajo investigación, fue nombrado como "el soldado que filtró los documentos" en los medios de comunicación. Sin embargo, Utku Kali, no es una persona a la que acusar a priori como "delator", ni tampoco como ha de ser mostrado como un "héroe" por filtrar los documentos, lo cual no hizo. No es más que un ciudadano de Turquía, haciendo el servicio militar obligatorio a largo plazo, al igual que el resto de los 465.197 soldados de la República Turca.

La evidencia más importante de la inocencia de Utku Kali es el hecho de que RedHack fue alimentado con información desde el interior de las fuerzas armadas, mientras que Utku Kali estaba bajo custodia. Por lo tanto, es imposible pensar que el arrestado Kali Utku, era la persona que enviaba esta información.

Aparte de todo esto, el punto más crucial de la lucha legal del soldado Utku Kali es que UTKU KALI es inocente: Fue DIRECTAMENTE Y A PRIORI ACUSADO POR LAS AUTORIDADES DEL ESTADO DE LA FILTRACIÓN DE DOCUMENTOS EN INTERNET, DETENIDO ILEGALMENTE SIN NINGUNA EVIDENCIA RAZONABLE O JUSTIFICACIÓN. Por esta razón, se debe hacer todo lo posible para que UTKU KALI recupere su libertad lo más rápido posible y pueda volver a la vida normal.
La familia Kali

PRESSEMİTTEİLUNG FÜR DEN VERHAFTETEN GEFREITEN UTKU KALI

Am 11. Mai 2013 starben 52 Menschen durch Explosionen in Reyhanlı, Hatay,. Berichten verschiedener Medien zufolge hatte der türkische Staat im Vorfeld Informationen, daß ein Anschlag geplant wurde.

Am 22. Mai 2013 postete die Hackergruppe „Redhack“ offizielle militärische Korrespondenz auf ihrer Webseite, die bezeugt, dass die Regierung über die Anschläge Bescheid wusste. Die Existenz und Authentizität dieser Korrespondenz wurde von Kabinettsmitgliedern bestätigt.  Mit der Behauptung, dass die Dokumente in Form von Fotografien veröffentlicht wurden und damit nicht gehackt sondern „Redhack“ zugespielt wurden, begannen Regierungsbeamte mit der Suche nach einem Täter. Die Dokumente, von denen behauptet wird, sie seien vom Gefreiten Utku Kalı öffentlich gemacht worden, bezeugen die Schwere der staatlichen Fehler, die das Leben unzähliger Bürger in Reyhanlı gekostet haben. Diese sind ohne Frage gravierender als das Leck selbst, welches aber zunehmend die Fehler überschattet.

Im Zuge der Untersuchungen wurden zwei Militärdienstleistende der Gendarmerie Kommandantur der Provinz Amasya als Tatverdächtige zum Verhör zur Staatsanwaltschaft des Militärgerichts in Sivas geschickt. Von den zwei Gefreiten wurde nur Utku Kalı einer ‘hohen Straftat’ verdächtigt, mit der Begründung ‘die Dokumente seien während seiner Dienstzeit geleakt worden’.

Aufgrund seiner Forderung, die genauen Anklagepunkte  zu erfahren und in Anwesenheit eines als Anwalt tätigen Verwandten auszusagen, wurde Kalı länger in Verwahrung gehalten als rechtlich erlaubt. Der andere Gefreite wurde mit der Erklärung entlassen, ‘die geleakten Dokumente seien nicht während seiner Dienstzeit veröffentlicht worden’. Er wurde zurück zu seiner Einheit geschickt.  Der Gefreite Utku Kalı wurde nach der Gerichtsverhandlung festgenommen.

Obwohl nur ‚Tatverdächtiger’ einer laufenden Untersuchung taucht sein Name in Print- und sozialen Medien als ‚der Gefreite, der die Dokumente geleakt hat’ auf. Entgegen des voreiligen Urteils von einigen Individuen und Institutionen ist der Gefreite Kalı weder verantwortlich für das Leck noch ein ‘Held’.  Er ist nichts mehr als ein Bürger der Türkei, der seinen Militärdienst leistet, einer von 465.197 Soldaten der Republik Türkei.

Einer der schlagkräftigsten Beweise für Utku Kalı’s Unschuld ist die Tatsache, dass „Redhack“ auch nach der Festnahme mit der Veröffentlichung neu zugespielter Informationen auf der Webseite fortfährt. Ohne Zweifel kann es nicht der in Untersuchungshaft sitzende Utku Kalı sein, der diese Informationen nun weitergibt.

Der wichtigste und nicht zu vergessende Punkt in Utku Kalı’s juristischem Kampf lautet: UTKU KALI IST UNSCHULDIG. ER WURDE OHNE BERECHTIGTEN GRUND UND OHNE BEWEISE FESTGENOMMEN, NOCH BEVOR DIE RECHTLICHEN GRUNDLAGEN ERFÜLLT WAREN. Staatsbeamte haben ihn direkt und voreilig der Veröffentlichung von Dokumenten beschuldigt. Aus diesem Grund müssen nun alle nötigen Schritte genommen werden, damit Utku Kalı seine Freiheit wieder erlangt und zu seinem normalen Leben zurückkehren kann.

Familie Kalı

30 Mayıs 2013 Perşembe

TUTUKLU ER UTKU KALI HAKKINDA BASIN AÇIKLAMASI / PRESS RELEASE ON THE ARREST OF PRIVATE UTKU KALI

PLEASE CLICK HERE FOR ENGLISH VERSION 

PLEASE CLICK HERE FOR GREEK VERSION 

PLEASE CLICK HERE FOR ITALIAN VERSION 

11 Mayıs 2013 tarihinde Hatay, Reyhanlı’da meydana gelen patlama 52 insanımızın ölümü  ile sonuçlanmıştır. Çeşitli yayın organlarında da haber yapıldığı üzere, Devletin söz konusu patlama hazırlıkları hakkında önceden bilgi sahibi olduğu iddiaları gündeme gelmiştir.

PRESS RELEASE ON THE ARREST OF PRIVATE UTKU KALI

On May 11 2013, the blasts in Reyhanlı, Hatay caused the death of 52 people. As was covered by the media, the claim was brought up that the Government was aware of the preparations for the attack before it took place.

COMUNICATO STAMPA PER IL SOLDATO UTKU KALI

Lo scorso 11 maggio, una bomba esplosa nella cittadina di Reyhanlı, in provincia di Hatay in Turchia, ha causato la morte di 52 persone. Secondo quanto riferito da diversi mezzi di comunicazione, il Governo era stato messo al corrente prima che l’esplosione avvenisse. 

ΔΕΛΤΙΟ ΤΥΠΟΥ ΓΙΑ ΤΟΝ ΣΥΛΛΗΦΘΕΝΤΑ ΣΤΡΑΤΙΩΤΗ UTKU KALI

Η έκρηξη που σημειώθηκε στις 11 Μαΐου 2013 στην πόλη Reyhanli της επαρχίας Hatay είχε ως αποτέλεσμα τον θάνατο 52 συνανθρώπων μας. Όπως  δημοσιεύθηκε σε διάφορα μέσα μαζικής επικοινωνίας, η κυβέρνηση είχε στα χέρια της πληροφορίες για το γεγονός προτού αυτό λάβει χώρα.